İSLAMDA İLMİN ÖNEMİ
Dinimizin ilk emri “Oku” dur. İlk emri oku olan dinimizin, ilme, irfana ve eğitime verdiği önem kaçınılmazdır. Bu vesileyle Rabbimiz ilim öğrenmenin fazileti hakkında Kur’an-ı Kerimde meâlen, “Bilmiyorsanız, zikir ehline [ilim ehline, âlimlere] sorun”[1] buyurmuştur. Âyet-i Kerime’deki zikir, ilim demektir. Bu âyet-i kerime, bilmeyenlerin, âlimleri bulup onlardan sorup, öğrenmelerini emretmektedir. İlim ile ilgili şu üç ayet-i kerimenin mealini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Yüce Allah mealen şöyle buyuruyor: “Allah iman edenleri yüceltir; kendilerine ilim verilmiş müminleri ise, [cennette] kat kat derecelerle yükseltir.”[2] , “De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.[3] ve “Kulları arasında Allahü teâlâdan en çok korkan âlimlerdir.”[4]
Sevgili peygamberimiz müşriklerin zulmü sebebiyle Mekke’den Medine’ye hicret eder etmez ilk iş olarak Mescid-i Nebevîyi inşa etmiş, bir bölümünü yatılı okul haline getirmiş ve burada bizzat kendileri başta olmak üzere, diğer sahabelerle birlikte eğitim faaliyetine başlamıştı. Beşikten mezara kadar kadın-erkek herkesin ilim öğrenmesini, eğitim görmesini, ilim uğruna gerektiğinde Çin’e gidilebileceğini öğütlemiş, ilmin irfanın, teknik ve medeniyetin bulunduğu yerden alınması gerektiğini bildirmiş ve uygulamaları ile de bizlere örnek olmuştur.
İnsanın gerçek manada yaratılışının farkına varabilmesi, iman ve ibadetlerinin şuurunda olabilmesi, ahlakını güzelleştirip, fitneden-fesattan, her türlü kötü duygu ve düşünceden uzak olarak, birlik ve dirlik içinde mutlu bir hayat sürebilmesi için ilme irfana ve eğitime ihtiyacı vardır. Müslüman olan her erkek ve kadının da önce iman bilgilerini, daha sonra da kendisine lüzumlu haram ve helâli öğrenmesi farzdır, yani Allahü teâlâ’nın emridir. Bugün herkesin İslâmın emirlerini öğrenmesi kolaydır. Lüzumlu dini bilgileri öğrenmemek, bilmemek özür değildir.
Bir kimsenin zarurî din bilgilerini lüzumu kadar öğrenmesi ve çoluk çocuğuna öğretmesi farz-ı ayndır. Bu bilgileri öğrenmeyenler ve çoluk çocuğuna öğretmeyenler büyük bir mesuliyet altına girmiş olurlar.
İnsan için en büyük kuvvet, en büyük fazilet ve meziyet hiç şüphesiz ki, ilim ve iyi bir eğitimdir. Anne ve babaların da çocuklarına bırakabilecekleri en değerli miras, güzel ahlak ile bezenmiş iyi bir eğitimdir. Bu hem dinimizin emridir hem de çocuklarımızın salahiyeti açısından içinde bulunduğumuz çağın gereğidir. Sevgili Peygamberimizin şu ifadesi: “Bilmeyenlere ilim öğretmek sadakadır. Sadakanın en faziletlisi de, bir müslümanın ilim öğrenmesi ve bir müslümana öğretmesidir.” ile Hz. Ali’ye atfedilen “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” vecizesi ilim öğrenmenin ve öğretmenin faziletini en açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İslamda ilim, Allah’ın rızasını kazanmak ve amel etmek için öğrenilir. Peygamberimiz(sav) dualarında:”Allah’ım bana öğrettiklerinle beni faydalandır…”[5] ve “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım”[6] buyururdu.
—-
[1] Enbiya, 21, 7.
[2] Mücadele, 58, 11.
[3] Zümer, 39, 9.
[4] Fatır, 35, 28.
[5] Tirmizi, Daavat, 128.
[6] Tirmizi, Daavat, 68.